- Ocak 3, 2024
Yunus Emre ÖZDEMİR: Endüstri 4.0, Akıllı Teknolojiler ve Akıllı Fabrikalar
Dördüncü Sanayi Devrimi ya da hafızalara kazınmaya başlayan adıyla “Endüstri 4.0” terimi ilk olarak 2011 yılında Almanya’da gerçekleştirilen Hannover Fuarı’nda kullanılmaya başladı. Fuara katılım sağlayan uzmanlar tarafından artık yeni bir döneme girildiği, insanlığın endüstri çağı içerisinde yaşadığı ve bundan sonraki yaşanacak teknolojik gelişmelerin bu zamana kadar yaşananlardan daha ileri seviyede olacağı bildirilmiştir.
Endüstri 4.0; bilgisayarlar, internet sistemleri ve iletişim teknolojilerinin bir araya gelerek, üretim için makinelerde insani güce olan ihtiyacı azaltarak, hem kendilerini hem de üretim sistemlerini yönetebilmesiyle ifade edilebilir. Bu dönemde sanal ve fiziksel sistemler bir araya gelerek koordineli bir şekilde çalışabilmektedir. Endüstri 4.0’ın hızlı bir şekilde ilerlemesinde akıllı fabrikalar ve yapay zekânın da etkin bir rolü vardır. Bilişim sistemlerinde günümüzde gelinen noktada internete bağlı cihazların kullanımlarının giderek yaygınlaşması ilerleyen süreçlerde Endüstri 4.0’ın daha popülerlik kazanacağının ve hatta yeni teknolojik gelişmelerin de ortaya çıkacağının habercisi niteliğindedir.
Sanayi Devrimi’nden bu yana teknoloji sistemlerinde görülen gelişmelerin en çok ivme kazandığı dönem, akıllı teknolojilerin kullanılmaya başlandığı Dördüncü Sanayi Devrimidir. Akıllı teknoloji ürünlerinin kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte yeni bir teknoloji dünyasına adım atmış olduk. Makinelerin insani işleri yapabildiği bu dönemde internet teknolojisinin de önemli bir yeri vardır. Makineler ve bilgisayarların birbirleriyle bağlantı kurarak çalışabilmesi için internet bağlantısına ihtiyaç duyulmaktadır. Kurumsal, bireysel ya da önemli bilgilerin ağ sistemleri üzerinden iletilmesi siber tehlike konusunu ortaya çıkarsa da bu tehlikelere karşı önlemi yine Endüstri 4.0’ın içerisinde bulunan siber güvenlik sistemleri alıyor. Bu nedenle, güvenlik ve bireysel verilerin gizliliği hususunda risk ortamları bulunsa da, yine de akıllı teknolojilerin çoğunlukla güven içinde kullanılmasında bir sakınca görünmemektedir.
İnternet aracılığıyla yönetilen akıllı cihazlarda birbirleriyle doğrudan iletişim kurabilme yeteneği bulunmaktadır. Bu nedenle geleneksel yöntemleri kullanan makinelere kıyasla bilgi paylaşımında bulunmaları ve daha az insani emek sarf edilerek, daha fazla işin yapılabilmesi akıllı teknolojiye sahip akıllı cihazların daha tercih edilebilir olmalarını sağlıyor. Makineler arasındaki veri akışının düzenli işleyişi üretimden daha fazla verim elde ederken, diğer bir taraftan üretilen ürünlerin/çıktıların stok kontrollerinin hatasız ve hızlı sonuçlarına ulaşmada kolaylık sağlayabiliyor. Tüm bunlara ek olarak, makine herhangi bir bakım ya da arıza durumunda yetkili kişilere bildirim ve mesajlar gönderebiliyor. Sonuç olarak düzenli bakımlar yapılarak arıza durumlarında hızlı aksiyonlar alınıp maddi zararların da önüne geçilebiliyor.
Üretim sistemlerinde sadece makineler değil, artık akıllı insansı robotlar da yer alabilmektedir. Bazı robotlar gündelik insani işlere yardımcı olacak şekilde programlansa da robot teknolojilerinin asıl amaçları, insanoğlunun yüzyıllardır yaptığı meslekleri bir insan gibi yapmalarını sağlamaktır. Robot kelimesinin kullanımı 1920 yılında Çek asıllı bir yazar olan Karel Capek’in kaleme aldığı “Evrensel Robotlar” isimli tiyatro gösterisinde olmuştur. Fakat, robot kelimesinin geçmişi daha eski tarihlere dayanmaktadır. Kavram olarak Rabota “zorunlu iş” ve Robotnik “köle” manasına gelen iki kelimenin bir araya gelmesiyle oluşur. Bu nedenle, robotları tarihsel süreçte kölelerin modern zamanda çağ atlamış, yeni, akıllı, mekanik yapıdaki versiyonu olarak da tanımlamak mümkündür.
Siber fiziksel sistemlerin imalat sistemlerine adapte edilmesi akıllı fabrikaların oluşmasına ortam hazırlamıştır. Akıllı fabrikalar üretim yapan büyük ölçekli şirketlerde yapılan üretime ek olarak, hedeflenen zaman içinde ve miktarda üretim yapabilme olanağını da sunar. Bu fabrikalarda robotlar işçi, yapay zekâ ise yönetici rollerini üstlenmekte. Akıllı fabrikalarda üretimin ilk safhasından son safhasına kadar uzanan süreçte elde edilen tüm bilgiler büyük veriyi oluşturmaktadır. Hem yetkili büyük veri uzmanları hem de yapay zekâ veriler üzerinde ekleme/çıkarma işlemlerini gerçekleştirebilir. Ayrıca, bu fabrikalarda ağ sistemlerinde yer alan tüm veriler bulut üzerinde yedeklenerek güvenli ortamlarda saklanabilmektedir. Böylece akıllı fabrikalara yönelik gerçekleşebilecek siber saldırılara karşı da tedbirler alınarak güvenli üretim ortamı sağlanabiliyor.
Sonuç olarak, Endüstri 4.0 ve akıllı teknoloji kavramlarının hayatımıza girmesiyle teknolojide büyük ve köklü bir değişimin meydana geldiği söylenebilir. Yapay zekâya sahip bilgisayar sistemleri ve insansı robotların endüstrilerde, üretim faaliyetlerinde, fabrikalarda ve şehirlerde kullanılmaya başlanması teknolojiye yeni bir boyut kazandırmıştır. İnsan zekâsı ile oluşturulan yapay zekâ sayesinde zamandan, mekândan, üretimden, kazançtan kâr elde edilirken, siber güvenlik sistemleri sayesinde de elektronik ortamlarda güvenilir bir biçimde bilgi akışının sağlanması mümkün olmaktadır. Teknolojik dönüşüm, hem sosyal hem de ekonomik hayatın gidişatına yön veren, ülkelerin değişim ve gelişimine katkı sağlayan önemli etmenler arasında yer almaktadır.
Yunus Emre ÖZDEMİR / Halkla İlişkiler ve İletişim Bilim Uzmanı
Yunus Emre Özdemir, Eren Üniversitesi’nde “Büro Yönetimi ve Yönetici Asistanlığı” ile Anadolu Üniversitesi’nde “Marka İletişimi” ön lisans bölümlerinden mezun olduktan sonra Erciyes Üniversitesi’nde “Halkla İlişkiler ve Tanıtım” bölümüne geçiş yaparak lisans eğitimini tamamladı. Ardından, Atatürk Üniversitesi’nde “Halkla İlişkiler ve Tanıtım” bölümünde tezli yüksek lisans eğitimini tamamlayarak “Halkla İlişkiler ve İletişim Bilim Uzmanı” unvanını alan Özdemir’in “Akıllı Teknoloji Ürünleri ve Dijital Reklamları” üzerine yüksek lisans tezi, bilimsel çalışmaları, seminerleri ve yayımlanan makaleleri bulunuyor. Profesyonel iş hayatına endüstriyel vana sektöründe Türkiye’nin öncü firmalarından biri olan Pnosan Group’la adım attı. Şirket bünyesinde ilk olarak “Marka İletişim Uzman Yardımcısı” görevini üstlendi. Özdemir, şu anda Pnosan Group şirketinde “Kurumsal İletişim Sorumlusu” olarak görevine devam ediyor. Kurumsal iletişim, marka, reklam/tanıtım, akıllı teknolojiler, dijital pazarlama, sosyal medya vb. alanlar üzerine bireysel ve bilimsel çalışmalarını sürdürmektedir.
İletişim: ynsemreozdemir13@icloud.com